21 Aralık 2018 Cuma

Önemli olan ... Niyet !

Merhaba Arkadaşlar,

Bu sefer üzerine çok düşündüğüm bir konuyu yazmak mı doğru olur? yoksa yazmamak mı? derken, belli oluyor ki yazacağım.

Türkiye'de Kendo diğer ülkelere oranla yavaş veya beklentilerin altında bir hız da ilerliyor.

Bunun için sebep aramaya kalkarsak kuru kuru konuşmuş oluruz elbette.

Peki, ilerleyişin hızını belirleyen şey nedir ?

Hemen bunun cevabını söylerim : NİYET !

Bir çoğunuz biliyorsunuz ki, Ben ve dostlarım toplam 8 tane "Kendo Camp" etkinliği düzenledik. Neden?
"Paramız yok ki yurtdışında seminerlere gidelim"
"Tanıdığımız hocalar yok ki, davet edelim"
"Tanıyabilmek için hocalara gidemiyoruz ki, davet edelim"

Ancak, ortaya bir fikir atarak ve sonrasında da kafamızı bir taşın altına soksaydık (etrafımız da böyle arkadaşlar var), 8 yıllık bir geçmişimiz olamazdı. Türkiye'nin düzenli ilk ve bence tek güzel etkinliği de hiç başlamamış olurdu.

Amacımız, yukarıdaki koşullara rağmen tüm dostlarımızı bir araya getirerek, iyi ve kaliteli hocalara gitme masrafından kurtararak, hocaları buraya getirmekti. Elbette ki, bunda da başarılı olabildiğimizi düşünmüyorum.

Neden ? Yaptığımız işlerin örnek olmasını, diğer arkadaşlarımızı harekete geçirmesini umuyorduk.

Aksi gibi, kimse bilmez ama biz bu yükün altına girerek ceplerimizden çok çok fazlasını ödediğimizi saklamaya gayret ettik. "Seminer ücretini minimum da tutalım ki, öğrenci olan veya maddi durumu hiç iyi olmayanlarda gelebilsin" dedik. (Sanki biz çok zenginmişiz gibi)

Ama buna rağmen "fiyatlar neden yüksek?" veya "umarım bu sene fiyatı arttırmazsınız" … vb. gibi konularla daha başlamamış etkinlikten önce üstümüze gelindi.

Peki ülkemizdeki kendo için biz yeterli miyiz ki de ben böyle konuşuyorum, çok mu ihtiyaç var yahu bize ?

Kesinlikle hayır, ancak içinde bulunduğumuz durumu özetlemek gerekirse, şu anki kendocu sayısı 5 yıl önceki sayıdan çok daha düşük. en azından ben öyle görüyorum.

"Seviyelerimiz arttı ama" ….. hmmm… kimin ?

Evet, aktif olarak devam eden arkadaşların seviyeleri arttı. Normal olan da bu zaten, aktif kendo yapıp olduğu yerde sayan kaç kişi var???

Elbette , süreç ilerledikçe sınavlar da zorlaşıyor ve beklentiler de değişiyor. Ama öyle bir nesil var ki, sınavdan kalınca hocaya gidipte "hatalarım nedir?" demeyi hala bilmiyor. "Hocam bana söyler zaten" diyerek oturuyor bir köşede.

Arkadaşım …. bak, Türkiye hala bazı konular da yardıma ihtiyacı olan bir kendo ülkesi. Hocan zaten bir şeyleri eksik vermiş ki sende kalmışsın.
Bu benim çok iyi bildiğimi göstermez tabi. Benim öğrencim bu yıl Türkiye Kendo Şampiyonasında  3.Dan sınavından kaldı. Sebebi ise, benim yetersizliğim onun değil. Ancak, jüriyi veya rakibini suçlamak yerine, öğrencimin karşısına geçip özür dilemesini biliyorum (çok şükür).

Aynı şartları sadece sınavlar için söylememek lazım.

Türkiye Kendo Şampiyonasına katılan takımlar ve bireysel sporcular bu yıl hakemleri eleştirdiler.
Hepsine aferin.
3 sene önce TKŞ ye 13 hakem gönüllü olmuştu.
2 sene önce sadece 9 hakem gönüllü oldu.
Bu yıl 6 hakem gönüllü oldu yada form doldurdu.

2 Shiai-Jo var. Minimum 6 hakem gerekir. Tabi hakemlik çok kolay olduğundan bu adamlar bütün gün ayakta dursa da yaptıkları iş basit ne de olsa.

Tüm dikkatini toplaman gerek, en az 4 dakika bir maçı izleyeceksin.
Olduğun yerde çakılı kalamazsın, sporcularla birlikte bir sağa bir sola döneceksin. Yoksa sayısını görmezsen "bu ne biçim hakem yaaa" oluyor.

Bu yıl da katılmadığım bir turnuva da hakemlik görevi aldım ve isteyerek aldım. Sağolsun dernek yönetimi bana bu konu da güvendi.

Ancak, cumartesi gününü (bireysel maçlar) bir şekilde, imece usülü atlattık. Peki pazar günü ne oldu?
Canım kardeşim, ben arka arkaya 6 maç ayakta hakemlik yaptım. Sadece ben mi yaptım ???
Yoo…. orada bulunan herkes perişan oldu. Peki orada ki kaç hakem bunu bağıra bağıra ortalıkta söyledi.
Ama sporcu haklı, rakibine deli gibi vurmayı biliyor. Peki sporcuya neden bayrak kalkmıyor ?

Bu yıl bu durum o kadar çok yaşandı ki !!!

Maçları izleyenler her vuruşta hakeme bakıyor ve bir yandan "oooo …. " veya "sayı amaaaa…." diye konuşuyor.
Maçın hakemleri ne yapıyor ? Bayraklar çok ağır olduğu için kolları kalkmadığından sayı veremiyor tabi. :P

Ben bizzat bir maçtan sonra bir arkadaşımın yanına gidip "Çok vuruş yaptın ama hiç bayrak kalkmadı fark ettiysen" dedim.
Arkadaşım da "Evet, neden sayı verilmedi?" diye kibarca sordu.
Bende bu arkadaşımın iyiliğini düşünerekten "Çünkü vurabiliyorsun ama hiç zanshin yapmıyorsun" dedim.

Bunu söylemek zorunda da değilim ayrıca !!! Bana ne der yerime geçebilirdim." , "Hocası düşünsün bu vakte kadar neden bunu öğretmemiş ki." veya "Ooo.. benim öğrencilerimle karşılaşırsa , en azından avantajlı olsun öğrencim" de diyebilirdim.

Bu yıl maalesef, her konuda ama her konuda zorluklar yaşandı. Kendo derneği elindeki imkanlarla bu turnuvayı düzenledi. Yurtdışından 3 çok tecrübeli hoca davet etti.
Hakem olan arkadaşlar, birbirimizin yüzüne turnuva sonrasında da bakabilelim diye elinden geleni yapmaya çalıştı.
Masa da görevli olmadığı için, turnuva maçlarında elenen insanlar üzüntülerini bir kenara bırakıp gelip masalara yardım etti.
Turnuva çıkışında insanlar çöplerini bırakıp giderken, başta ülkemizde misafir olan bir Japon hoca olmak üzere bir çok arkadaşımız çöpleri topladı. Sanki onlar hiç yorgun değilmiş gibi.

İşte bunların hepsinin bir adı var : NİYET … ama  (İYİ) Niyet !

Yoksa, orada burada etkinlik hakkında konuşmak kolay veya "ne kötü hakemler vardı" diyerek kendi hataları görünmesin diye hakemleri hedef göstermekte kolay.

Evet, ülkemizin çok şeye ihtiyacı var.
Seminerlere …. çok çok fazla seminerlere ihtiyacımız var.
Hem de her türlüsüne , Hakemlik semineri, Kadınlar semineri, Turnuva semineri veya basit turnuva organizasyonları.

Geçmişte adı "Dostluk Turnuvası" olan bir etkinlik vardı. Boğaziçi Kendo Kulübünün ülkemizde turnuva bilincinin, kuralların oturması ve daha da önemlisi hakemlik üzerine pratik yapılabilmesi için düzenlediği çok başarılı bir etkinlikti.

Bir dönem Ankara'da "Ankara Kendo Günleri" yapılıyordu.

Peki ne oldu? Sıkıldınız mı? Artık bu işler size basit mi geliyor ? Yoksa zor mu? İçiniz de enerji mi kalmadı?

O zaman arkadan gelen ve hevesli arkadaşlarımızı motive edin. Yapılan yanlışları sesli söyleyerek onların gözünü korkutmayın.

Beni her sene duygulandıran bir an vardır. Bunu buraya yazıyorum ama benim için son derece önemli bir an.

Her sene "Kendo Camp" etkinliği için çok ama çok çalışıyoruz. Büyük bir çoğunluk neler yaşadığımızı bilmiyorsunuz. Hiç bir zaman bir etkinlik sorunsuz geçmiyor, inanın bana !

Ama etkinliğin sonu geldiğinde, hocalarımız etkinliğin bittiğini söyleyipte ayağa kalktığımız o anda, insanların yanıma gelipte "Çok güzel ve verimli bir etkinlik oldu. TEŞEKKÜR EDERİM" demesi …. evet "Teşekkür ederim" demesi kadar güzel bir duygu bilmiyorum.

O zaman, bu etkinliği neden yaptığımızı ve bir kez daha yapmamız gerektiğine daha çok inanıyorum.

Niyet … !!!

Hoca olabilirsiniz, Öğrenci olabilirsiniz, Çok uzun süredir kendo yapıyor olabilirsiniz, belki de daha geçen hafta Kendo'ya başladınız. Ama bu sizi ne benden daha üstte, ne de daha altta yapar.

El birliği ile bir şeyler yapmak isteyenler için ben ve eminim ki dostlarım her zaman yardıma hazırız.
Siz ne yapmak istediğinizi bilin ve iletin yeter.

Ama …

Tüm bunları (İyi) bir niyetle yapın. O zaman bende gelip size teşekkür ederim.

Eleştirmek veya birilerini hedef göstermeyin, gönül ile iş yapanları kırdığınızı bilmiyorsanız, sizi kırabilecek olanın da ne olduğunu bilmiyorsunuzdur.

Bu sefer ukalalık yapmış olabilirim. Hepinizden özür dilerim.

Yakında görüşmek dileği ile.
 



 





20 Aralık 2018 Perşembe

Yolculuk Devam Ediyor

Merhaba arkadaşlar,

Bir kez daha sizlere bu satırları yazmaktan ötürü hem mutluyum hem de biraz hüzünlüyüm.

Bazılarınız "özgeçmişimi" biliyorsunuz, bazılarınız ise normal olarak bilgi sahibi değil.

17 Mart tarihinin ilk saatlerinde Stuttgart/Almanya'da doğdum. Yüksek öğrenimimi ( Anaokulu ve ilkokulun ilk yıllarını) Almanya'da tamamladım. Ailemin 15 yıllık Almanya serüvenine nokta koyma kararı almasıyla 1984 yıllında İstanbul/Türkiye'ye onlar için temelli dönüş, benim için ise doğduğum topraklardan başka bir ülkeye seyahat başladı.
34 yıllık Türkiye maceram içerisinde çok çok güzel anılarım oldu. Çok çok değerli dostlara sahip oldum. Sevdim ve şanslı biri olarak sevildim.
17 Mart 2003 yılında çok sevdiğim kardeşim Şemseddin (kızlık soyadı Moldibi) ile Kendo'ya adım attık. Gene bir çok dostum ve güzel anılarım oldu.

Türkiye'de Kendo'nun ilk temellerinin kuruluşunu izleme ve gelişimi içinde az da olsa yer alabilme şansını yakaladım. Tek bir kulüpten, 3 şehre yayılmış ve bugün sayılarımız minyonları bulan (bkz. Çılgın Hırsız) bir noktaya geldik. Doğrusu Türkiye'deki Kendo'nun gelişebilmesi için çok daha fazla şey yapabilmeyi çok çok fazla isterdim. Özür dilerim.

Ancak bu 34 yıllık süre zarfı içerisinde çok güzel ve iyi insanlarla tanışma fırsatı da yakaladım en sonunda da hayatımın geri kalanını bir tanesine emanet etmeye karar verdim.

Ezgi - Akın Aşnaz 

Şimdi ise, bunca yılın sonunda hayatımızı daha iyi bir noktaya taşıma amacıyla tekrar yolculuğa başlıyorum.

Bir sonraki durağımız Liverpool/İngiltere !

Ne kadar sürer bu yolculuğumuz bilmiyorum ancak, en az 1 yıl ile süresiz bir dönem için olmasını ümit ediyoruz.

Hayatımızın bu kadar içinde olan Kendo ve Iaido'ya elbette ki, İngiltere'de de devam etmek istiyoruz. Ve şansımıza çevremizde güzel bir kaç kulüp bulma şansına da nail olabildik.

İngiltere'de Kendo camiası aynı Türkiye gibi "Dernek" sistemi ile yönetilmektedir. Yasalarının izin verdiği imkanlar neticesinde bizden farklı olarak sanki bir federasyon gibi yapılanabilme şansları mevcut.

Kendo geçmişi 50 yılın üzerinde bir ülke, doğal olarak yüksek seviyeli kendocu sayısı Türkiye'ye oranla bir hayli fazla görünmektedir.

Liverpool'da maalesef 1 (yazı ile "bir") tane kulüp bulunmaktadır.
Liverpool Kendo kulübü hafta sadece bir gün (çarşamba) kendo çalışmaktadır. Bu çalışma her hangi bir ara vermeden kesintisiz olarak yaklaşık 1,5 saat sürmektedir.

Ancak, eğer kendinize "ben her gün antrenman yapmak istiyorum." derseniz, bunun da sistemi çözülmüş. Neredeyse her gün için yakın çevrelerdeki kulüpler haftanın diğer günlerini almışlar.
Kısacası bir şekilde hep beraber çalışabilmek adına böyle basit bir sisteme gidilmiş.

Ben iki ay önceki gelişimde Manchester Kendo Kulübünü ziyaret edebilme şansını yakalamıştım. Onlar haftada iki gün çalışıyorlar (pazartesi ve salı) ve gerçekten çok dost canlısı bir ekipleri var. Kulüp ciddi anlamda da güçlü diyebilirim. Hali hazırda İngiltere Kendo Milli takımına 3 sporcu vermektedir.

Liverpool Kendo Kulübüne dönecek olursak, şehrin misafirperverliği üyeleri üzerinde çok daha fazla görülmektedir. Son derece nazik ve dost canlısı bir ortam buldum.

Kulübün hocası olan Ware Sensei (4.Dan) çok kibar ve nazik mizaçlı biri. Uzun bir süredir kendo için emek verdiği de ortada.
Dojoya girip eşyalarımı düzenlerken yanıma geldi ve "Kote ve Men'ine bakabilir miyim?" dedi.
Bende saf saf alıp verdim. Eşyalarıma baktı, bana baktı... sonra arkasını dönüp çok yavaş adımlarla benim eşyaları alıp gitti.
Ben de arkasından yetim gibi baktım.
Sonra Kote ve Men'imi hoca tarafında tam ortaya koydu. İnanın bunu hiç beklemiyordum ve çok utandım. Evet Türkiye'de belki bu bize normal gelebilir. Türkiye'de en eski 10 kendocudan biri olmak büyük gurur ve mutluluk veriyor. Haliyle Türkiye'de konumum da buradan çok daha farklı bana göre.
Kendime ait bir dojom olması, benimle kendoya başlayan ve devam eden kulüp üyelerimin oluşu çok farklı bir durum.

Ancak, burada ben dışarıdan gelmiş bir yabancıyım. En azından bana göre böyle.

Ama gördüm ki, benim hakkımda bazı bilgileri varmış. Öncelikle kulüplerinde "Nito"ya başlayan yeni arkadaşlarını gösterdiler. Ona tavsiye vermemi özellikle rica ettiler. (Hmm … uzun bir süredir yapmadığım için çekindim aslında ama arkadaş gerçekten yolun çok çok başındaydı)

"Jodan no kamae" de yapabildiğimi de biliyorlardı. Özellikle ders içinde bu şekilde de kendo yapmamı rica ettiler. (Kafam çorba gibi oldu bir anda)

Ve ders içinde özellikle herkesin benimle de çalışmasını söylemeleri ile kremanın üzerine bir tanecik kiraz da konmuş oldu.

Ne yalan söyliyim, gururum çok okşandı ama ilk çalışmam da bunların hiç birini beklemiyordum.

Elimden geldiğince yapabildiğimin en iyisini yapmaya çalıştım. Umarım bir parça da olsa beklentilerini karşılamışımdır.

Yılın son keikosu olduğu için çok kalabalık olmasından çekiniyordum ama beklediğimden az bir kitle olması beni mutlu etti doğrusu. Zaten hiç ara verilmiyor ve 3'er dakikadan art arda 10 kişiyle ji-keiko yapınca  insan az da olsa yoruluyor.

Kısacası, Liverpool Kendo Kulübünü çok sevdim. Hem sıcak kanlılar hem de çok iyi niyetliler. Umarım bende onlar için elimden ne gelebilirse verebilirim.

Eğer yolunuz Liverpool'a düşerse lütfen bana mesaj attın. Sizlere elimden geleni yapacağıma garanti verebilirim.

Tekrar görüşmek dileği ile dostlar :)









25 Temmuz 2018 Çarşamba

8th Kendo Camp 2018


Merhaba Arkadaşlar,

Bir kez daha sizlere buradan seslenmekten ve deneyimlerimi paylaşmaktan ötürü mutluyum.

Türkiye'nin en uzun süreli kendo etkinliği olan ve başladığı 2011 yılından bu tarihe kadar Türk kendosuna bir çok önemli katkısı olduğunu düşündüğüm "Kendo Camp", 20-21-22 Temmuz tarihlerinde Marmara Eğitim Köyünde bir kez daha gerçekleşti.

Tam 8 yıldır, büyük bir keyif ile organizasyonunu gerçekleştirdiğimiz "Kendo Camp" seminerine bu yıl geçtiğimiz seneye oranla düşük bir katılım oldu.

Geçtiğimiz yıllarda "Seminer + Dan Sınavı + Turnuva" içeren bir büyük program ile değerli kendocu dostlarımızın karşısına çıkıyorduk. Bu yıl ise yalnızca "Seminer" konusunu içeren bir program ile doya doya kendo çalışılmasını amaçladık.

Elbette ki, her yıl olduğu gibi "Dan Sınavını" etkinliğimiz içine koyabilmek isterdik ancak 2 hafta önce Türkiye'de gerçekleşen ve çok başarılı bir sonuçta elde eden "Balkan Cup" içerisinde yer alan sınav nedeniyle bu yıl ki kamp programımıza böyle bir ekleme yapamadık.

Ama dostlarım merak etmeyin, önümüzdeki sene mutlaka etkinliğimiz içerisinde "Dan Sınavı" yer alacaktır ! ! !



Peki bu sene "8th Kendo Camp" nasıl geçti ?

Dürüstçe söylemek gerekirse bence muhteşem geçti.

Çok sevdiğim, sonsuz saygı duyduğum hocam Sn.Livio Lancini (7K) ve sevgili dostum Sn.Tomaso Boscarol (6.Dan) ile 3 gün doya doya Kendo çalışabildim.

Yunsook Ma (6.Dan) ise gerçekten son dakika da çok çok daha önemli bir sebepten ötürü aramıza katılamadı.

Geçtiğimiz yıl kayıt olan kişi sayısı 126 kişi iken bu sene sayı 50 kişiyi bulmadı.

Elbette herkesin gelmek veya gelmemek için kendince nedenleri olmuştur. Ama benim için anlamı biraz daha farklı oldu tabi ki.
16 yıldır düzenli bir şekilde kendo yapıyorum. Zaman içerisinde insanların kendo'ya olan bakış açılarını, ilgi derecelerini, ciddiyetlerini, öğrenme arzularını, ihtiraslarını ve hayata dair diğer tüm duygu ve düşüncelerini ne şekilde ortaya koyduklarını görme şansım oldu.

Etkinliğimizden önce kimisi meraktan ve kimisi de sadece sormuş olmak adına "neden bu yıl turnuva yok?" veya "neden bu yıl sınav yok?" diye sordu.

"Neden bu yıl sınav yok?" için cevabımız fazlasıyla belirgindi.
Ancak "Neden bu yıl turnuva yok?" sorusu içinde aynı mazereti kullanmak doğrusu işime geldi.

Bir kaç yıldır hayalini kurduğum bir semineri ilk kez gerçekleştirdik. Ve 3 günde içinde toplam 14 saatlik (daha fazla olmasını çok isterdim) bir semineri dolu dolu yaşadık.

Çok fazla şey öğrendim, hocam ile çok daha fazla zaman geçirebildim.

Organizasyonu yapan kişilerden biri olarak belki de ilk kez zihnim başka işlerle meşgul olmadan keyif ile seminerin tadını çıkarabildim.


Katılım gösteren herkese çok teşekkür ederim.



Ve her yıl olduğu gibi bu yıl da ekip arkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim.

Şemseddin Moldibi, Ertunç Eryılmaz ve Metin Onarcan.



Yakında tekrar görüşmek üzere dostlar :)



14 Temmuz 2018 Cumartesi

9. Balkan Cup / Istanbul

Merhaba Arkadaşlar,

Bu yıl Türkiye'de bir ilk gerçekleşti ve ilk uluslararası turnuvasına ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadı.

"Balkan Cup" 9 ülkenden oluşan Balkan ülkelerinin 9 yıldır bir araya gelerek Kendo'nun gelişmesi adına düzenlenen güzel bir organizasyon. 2 Shiai-jo ile gayet başarılı bir süreç sonunda "Kendo Derneği"nin bu etkinliği sorunsuz bir şekilde son buldu.

Bu sefer ki turnuvaya 2 ülke dışında aşağıdaki ülkeler katılmıştır;

Bulgaristan
Karadağ
Makedonya
Romanya
Sırbistan
Ukrayna
Türkiye

2 günlük etkinliğin ilk günü Milli Takımlar düzeyinde gerçekleşti.

İlk günün sonuçları aşağıdaki gibidir;
Erkek Takımlar:
1. Türkiye A
2. Sırbistan A
3. Makedonya
3. Ukrayna
Kadın Takımlar:
1. Sırbistan A
2. Türkiye A
3. Sırbistan B
3. Türkiye B
Junior Takımlar:
1. Sırbistan A
2. Türkiye A
3. Makedonya
3. Sırbistan B
FS: Oleg Bickovski (MCD)

İkinci gün farklı bir heyecan ile başladı ve bireysel karşılaşmalar günün en zor ve yorucu bölümü oldu.

Bireysel maçların neticesinde alınan sonuçlar aşağıdaki gibidir;
Erkek Bireysel:
1. Aljosa Vuksanovic (SER)
2. Andrija Vucinic (KRD)
3. Alexander Konstantinov (UKR)
3. Daniil Kovtun (UKR)
FS: Vladimir Keskovski (KRD)
Kadın Bireysel:
1. Ana Radojičić (SER)
2. Maja Pantic (SER)
3. Alexandra Burinaru (ROM)
3. Saadet Kök (TUR)
FS: Hümeyra Cansız (TUR)
Junior Bireysel:
1. Stevan Pekeč (SER)
2. Alexander Keskovski (KRD)
3. Andrej Drmanovic (SER)
3. Milos Borota (SER)
FS: Kaan Ates (TUR)


Etkinliğin video ve resimlerine ulaşmak aşağıdaki linklerden destek alabilirsiniz. En kısa sürede tekrar görüşmek üzere,



Etkinlik sayfasına ulaşmak için ;
https://www.facebook.com/events/424108134706679/478242335959925/?notif_t=admin_plan_mall_activity&notif_id=1531586013003343

Maçların videoları için;
https://www.youtube.com/channel/UCiCJXzeX9Jvp0zmnM8y-P_w

Etkinliğin resimleri için ;
By Taciser Sevinç ; https://www.facebook.com/media/set/?set=ms.c.eJxFU9uRRTEI6mgnPtH~_G9sJuXp~_GUTARCWOlSjK5Lj3nxI45t6AngXCLiPUBui~_DHH~%3BAWJGQM4AKpJuqNWoIiNiAA2KhuwWjlR8I0ZAMUAeatTno8gQXetNUftGQIbPiJyghtUw~%3BDFyGS7sw8Zphpadbp202ecCVfkDcOCNDBsgBRzZLFC9W6RqNeJpTHzIY~%3BQwIvwCFiuqdKobP8D4ZhM~%3B7Zaceca6g8aQq5FOp~_hlHDLwib61m8VhjzG39crL8O0jWpi2Zm08hn2NHd7W9klFJp0CW1C9gjaLsORe67Cm9TOi3nyW5~_vjsCA~%3BAyDvsdOxrfs7VI9ovNZtW89SMnLukniN5VpXMqB7uUieUqeg4AdKbFoJbkHsba25FqsB9uG5fRTfB3q~%3BR~%3Bt76~%3BkP~_3HAXg~-~-.bps.a.2150380131643897.1073741844.100000157921315&type=1

By KendoFan ; https://www.facebook.com/pg/kendofam/photos/?tab=album&album_id=1726231404099170


Saygılarımla

27 Nisan 2018 Cuma

Soryu Cup & Seminar 2018 / Athens


Merhaba Dostlar,

Kimileri biliyor, büyük bir çoğunluk ise bilmiyor ama bende "Iaido" yapıyorum. Wallaaa....

Gerçi öyle her hafta 2 yada 3 günlük ciddi bir çalışma şeklinde yapamıyorum ama son bir aydır, kulübüm derslerine Iaido'yu da ekleme imkanım olduğu için şanslı hissediyorum.

17 Mart 2003 yılında başladığım Kendo hayatına aslında aynı yıl Iaido'yu da katmıştım. Bir heyecan ile devam ederken ilk iaitomu almış ve Kendo ve Iaido el ele şeklinde hayatıma devam ediyordum.

2 yıl kadar önce Iaido'dan Shodan sınavına girme şansına nail oldum. "Nail" ne beee...

Ikkyu ve Shodan seviyeleri arasında geçen 10 yıllık bir süreçten sonra gene bir 10 yıl geçer mi diyordum ki, geçtiğimiz hafta sonu Yunanistan'a giderek Nidan sınavına girmeyi becerdim.
Halen şok içerisindeyim !

Yunanistan'daki etkinliğe Türkiye'dan toplam 3 kişi gittik, ben ve Murat (Oğru) komik bir otobüs yolculuğu ile giderken Fatih (Dönmez) ise uçak ile gelerek en akıllıca yolu kullanmış oldu.

Biz neden otobüs yolunu tercih ettik? Cidden en ve hatta en en en ekonomik yolu bulduk.
Bir tur firmasının 23 Nisan'ın tatil olmasından istifade ederek normal tur programını 5 güne çıkarması ile hem yol hem otel konaklamaları ile 4 gece 5 günlük bir tur bedeli, 2 gece 3 günlük bir uçak geliş gidişi ve konaklamasından çok çok daha ucuza gelmesi bizim için bulunmaz bir nimet oldu.
Üstüne önce Selanik'i gezdik ve konakladık, ardından Atina'da 2 gece kaldık ki, bunun tam bir gününde biz tur grubundan ayrılarak Iaido seminer ve sınavımıza gidebildik, son olarakta Kavala'ya geçerek bol bol gezdik ve güzel bir otelde konaklayarak geri geldik. :D

Daha ne olsun  :D

Bir dost ile karşılaşmak güzel :)

Yunanistan'daki etkinlik tek gibi görünse dahi aslında 2 farklı etkinlik olarak devam etmekteydi.
"Soryu Cup & Seminar" ve "All Greece Iaido Championship"

Çok akıllıca bir taktik ile 2 etkinlik birleştirilmiş ve uluslar arası bir hal almış.

Sınav Kataları

1.Kyu'dan 4.Dan sınavına kadar uzanan bir sınav organizasyonu yapıldı ki, son derece sistemli ve başarılı ilerledi.

2 farklı juri grubu oluşturabilmeleri ise beni bir hayli şaşırttı ve mutlu etti. İlk ekip tamamıyla yerli Iaidocu eğitmenlerden oluşuyordu. Ve deneyim kazanıyorlardı. İkinci ekip zaten fazlasıyla deneyimli bir jüri olarak karşımıza çıktı.




Ikkyu - 3.Dan Jürisi
Spiros Drossoulakis, Iaido 6 dan (HKINF)
Konstantinos Matzaras, Iaido 5 dan (HKINF)
Michael Padras, Iaido 5 dan (HKINF)
Ioannis Kyriakopoulos, Iaido 4 dan (HKINF)
Ioannis Papadopoulos, Iaido 4 dan (HKINF)


4.Dan Jürisi
Ordynsky Sylvia, Iaido renshi 7 dan (DIaiB),
Demuynk Patric, Iaido renshi 7 dan (ABKF),
Sauvage Jean Jaques, Iaido kyoshi 7 dan (CNK),
Bruwier Philippe, Iaido renshi 7 dan (ABKF),
Clark Martin, Iaido renshi 6 dan (BKA)
Drossoulakis Spiros, Iaido 6 dan (HKINF) 




Program ise gayet güzeldi keşke bir iki gün daha sürseydi dedim açıkçası.


20 Nisan 2018, Cuma
18:30 - 20:30 Iaido Seminar - A’ Ilioupolis Sport Hall (Ilioupolis)


21 Nisan 2018, Cumartesi
09:00 – 15:00 Iaido Seminar - A’ Ilioupolis Sport Hall (Ilioupolis)
16:30 Iaido Shinsa, 1 kyu & 1-4 dan Hakushinkai Athens Dojo




Seminer kısmından son derece keyif aldığımı özellikle belirtmek isterim. 4 ayrı gruba ayrılmış bir topluluk bulunuyordu.

Bir ekip, kyusha'lardan oluşuyor ve her seviyeden iaidoka yer alıyordu. Hatta seminer günü iaido'ya başlamış bir kişi bile varmış. Güzel bir anı olmuştur eminim kendisi için :)

Bizim ekip, Ikkyu ve shodan seviyelerinden oluşuyordu ve açıkçası kalabalık bir gruptuk. Daha sonradan bizim gruba 3.Dan sınavına girecek kişilerde dahil oldu.

3.grup nidan ve sandan iaidokalardan oluşuyordu. ciddi oranda iyi ve en az bizim kadar büyük bir gruptu.

Son grup ise Yondan ve Godan seviyelerinden oluşuyordu. Hayran hayran izledim hepsini.

Sophia bizimle sürekli ilgilendi ve neşesini paylaştı :)


Not: Yunanistan'da Iaidocu sayısı Kendocu sayının tam iki katıymış. Ve bu etkinliğe sadece çeyreği katılabilmiş. Yol ve diğer masraflar yüzünden büyük bir bölümü katılamamış ! 

Seminerin sonunda ertesi gün yapılacak olan "Uluslar arası takım müsabakası" ve "Yunanistan şampiyonası" için küçük eğitici bir sunum yapıldı. "Takım" maçları ne şekilde yapılır üzerine güzel ve bilgi yüklü bir gösteriydi.

Yunanistan Federasyon başkanı Sn. Drossoulakis'a çok teşekkür ediyorum. Gösterdiği yakınlık ve yardımlarını asla unutmayacağım. :)

Seminerin ardından sınav noktasına gitmemiz gerekiyordu ve gerçekten mesafeyi düşünürken yol gözümde büyüyordu ama sağ olsun Yunanlı bir arkadaş yanımıza gelip "Sizi dojoya ben götüreceğim" deyince çok sevindim.


Sınavın yapılacağı dojo gerçekten de çok güzel bir mekandı. Dojonun karşısında çok güzel ve kocaman bir park, kaldırımlarda ise meyve ağaçlarının oluşu son derece huzur dolu bir atmosfer yaratıyordu. 

Sınava güzel bir katılım oldu,

Ikkyu için 8 kişi girdi ve hepsi başarılı oldu,
Shodan için 12 kişi girdi ve 11 kişi başarılı oldu,
Nidan için 13 kişi girdi ve hepsi başarılı oldu,
Sandan için 2 kişi girdi ve kimse geçemedi,
Yondan için 10 kişi girdi ve 1 kişi başarılı oldu.

2 taze Nidan ( Ben ve Murat )

Sınavımdan başarıyla çıkmak son derece mutluluk vericiydi ancak yeni dostlar ile tanışma imkanı yakalamak çok daha keyif verici oldu diyebilirim.

Yunanlı bir dostumun soyunma odasından çıkarken arkamdan "kardeş" demesini sanırım ömür boyu unutmayacağım. Son derece sıcak ve misafirperver davranışları ile bu gezi hayatımdaki keyifli yolculuklardan birine dönüştü.

Doğrusu, bu geziden döndükten sonra kendime yeni bir hedef daha koydum. Seneye dojomla birlikte bu etkinliğe katılmak ve seminerin keyfini tekrar tatmak istiyorum.

Gelmek isteyenleri her zaman beklerim   :)


Görüşmek üzere

4 Nisan 2018 Çarşamba

Kendo Camp / Sumi Sensei ile Kış Semineri 2018





Merhaba Arkadaşlar,

Bu yıl bir ilki daha gerçekleştiren "Kendo Camp Team", 30 Mart - 1 Nisan 2018 tarihleri arasında dünyaca ünlü ve son derece saygı duyulan Sayın Masatake SUMI (8.Dan Hanshi) Sensei ile birlikte ilk "Kış Semineri" organizasyonunu başarıyla yapmış bulunuyor.

Böylelikle Türkiye'de 2 güzel seminer yerli yerine oturmuş oldu.
  • Mart ayında : Kendo Camp Kış Semineri (Masatake Sumi 8H)
  • Temmuz ayında : Kendo Camp Yaz Semineri (Livio Lancini 7K)

Türkiye'ye geçen sene kısa süreli olarak ziyarette bulunan Sumi Sensei, bu yıl 1 hafta kadar bizim misafir olarak 3 günlük çok keyifli ve bilgi yüklü bir seminere imza attı.

İstanbul'da gerçekleşen seminere başta İstanbul kulüpleri olmak üzere Ankara, İzmir'deki kendocu dostlarımızın yanı sıra Kuveyt'ten bir dostumuz da katılarak yaklaşık 60 kişilik bir birliktelik oluşturuldu.



Cuma günü Boğaziçi Kendo Kulübünde başlayan seminere yaklaşık 30 kişi katılım gösterdi. 2 saatlik güzel çalışma ile hocamıza "Hoş Geldiniz" deme imkanı yakaladık.



Hafta sonu süresince çalışmalarımız İncirlibahçe Ortaokulu Spor Salonunda muhteşem bir biçimde devam etti.

Hocamız hafta sonu çalışmaya öncelikle "Kendo Kihon Kata" ile başlamayı uygun gördü.
Bir çok kişinin ilk kez çalışma imkanı bulduğu bu bölüm çok eğitici bir biçimde tüm öğleden önce sürdü.  

Öğleden sonra ise temel tekniklerle bütün günü bitirdik.


Pazar günü uzun bir süredir yapılmayan ve ciddi bir şekilde hasretle beklenen "Hakemlik Semineri" ile başlandı.

Son derece güzel ve eğlenceli geçen bu bölümde Sumi Sensei son derece keyifli bir ders anlattı. Öğlen arasından sonra ise "Nihon Kendo Kata" çalışmasına sonrası keiko yapılarak tüm seminer sona ermiş oldu.

Tüm haftayı Sumi Sensei ile geçirmek şahsım adına son derece keyifli oldu.

Böylesine ünlü ve bilgili bir öğretmen ile sokaklarda yürürken veya bir kafede oturmuş baş başa sohbet ederken insan ister istemez duruma biraz şaşırıyor. Heyecan, merak ve bir çok farklı duyguyu yaşamak son derece tatmin oldu diyemeyeceğim çünkü inanın yetmedi.

Kendo'daki en yüksek noktada bulunan ve bunu asla ve asla kimsenin yüzüne vurmayan birinin nasıl bu kadar kocaman bir kalbi olduğunu gözlerimle görme şansını her sokağa çıkışımızda şahit oldum.

Sokakta yada bir mekan içerisinde ve hatta metro içinde herkese son derece yardım sever bir şekilde yaklaştı. Bir hanımefendi gördüğünde hemen kalkıp yerini veriyor, bebek arabasını taşımaya çalışan birine koşup yardım ediyordu. Yanında olup tüm bu anlarında ona elimden geldiğince yardım edebilmekten son derece mutluyum.

Mütevazilik, ... Saygı, ... Koşulsuz yardım etme isteği.

Sumi Sensei ile geçen zaman içerisinde yukarıda saydıklarımı ve çok daha fazlasını görme fırsatını yakaladım. Ve ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha gördüm.

Çünkü, Sumi sensei ile gezdiğim zaman yanımda yer alan dostlarımın benimle birlikte yan yana olup Türk kendosu için çabalarımız için  nasıl da ter akıttığını görmek birazcık olsa da ona yakın hissetmeme neden oldu.

Öncelikle Masatake Sumi Sensei'ye bir kez daha teşekkür ediyorum.
Kendisini tanıma fırsatını veren çok sevdiğim hocam Livio Lancini'ye çok çok teşekkür ediyorum.
Ardından bu etkinliklerin tümünde birlikte emek verdiğim can dostlarıma da sonsuz teşekkür ediyorum ;

Şemseddin Moldibi, Ertunç Eryılmaz ve Metin Onarcan.

Akın Aşnaz (4) - Metin Onarcan (4) - Masatake Sumi (8H) - Şemseddin Moldibi (5) - Ertunç Eryılmaz (4)


Bir ekip olarak eminim daha çok güzel paylaşımları siz dostlarımızla birlikte yaşamaya devam edeceğimize inanıyorum.

Bu yüzden, Kendo'ya geçmişte veya halen emek veren siz dostlarımıza bizleri desteklediğiniz ve her zaman yanımızda olduğunuz için tüm kalbimle

TEŞEKKÜR EDERİM.


En kısa zamanda tekrar görüşmek dileği ile.


31 Ocak 2018 Çarşamba

Eğitim Zinciri

Merhaba Arkadaşlar,

Bu defa yazımda sizlere neredeyse tüm Uzakdoğu disiplinlerinin içinde yer alan "eğitim" teriminden bahsetmek istiyorum.

SHU HA Rİ

İster Kendo yapın, ister Iaido veya Jodo, baktınız olmuyor Aikido ama yapın fark etmiyor. Önemli olan şey "Bushido"nun içinde yer alan bir disiplinin bir parçasıysanız, disiplinin getirdiği veya verdiği her şeyi de kabul etmiş oluyorsunuz.

Peki, "Bushido" nereden geliyor? bizi nerelere götürüyor ?

Aşırıııı kaba bir tanımlama yapacak olursam, "Zen" ile gelişip şekillenen ve "bushi" yani "Savaşçı" için belirlenen ve takip etmesi gereken bir "Yol" (DO)' dur.

"Yol", Disiplinin, ahlakın ve sabrın bir bütününü işaret eder. Her savaş disiplinin her ne kadar kendi kuralları olsa da, özünde yatan konu "Saygı, ahlak ve sabır ile çalışmaktır."

Bir çoğunuzun yukarıda yazdıklarıma zaten aşina olduğunu düşünüyorum.



Sizlere bir kez daha Türk Kendosu ile ilgili minik bir bilgi aktarmak istiyorum.

Ben kendo'ya başladığım tarihlerde Türkiye'de sadece İstanbul'da ve iki kulüp içerisinde Kendo yapılabiliyordu. Bir tanesi Avrupa yakasında, diğeri Asya tarafındaydı. Her ne kadar evim Asya tarafında olsa da, bu disipline başlamak için kendime Avrupa yakasındaki Kendo kulübünü seçmiştim.

Hiçbir zaman bu kararımdan pişman olmadım. Çok güzel günlerim, çok iyi arkadaşlarım ve harika dostluklarım oldu. Hayatımı çok ciddi bir şekilde etkilediğini de zaman içinde başta ailem olmak üzere fark ettik.

Zaman içerisinde her konuda kendimi adadığım kulüpten ayrılma vaktim geldiğini hissettim ve bunu da zaman içerisinde kibar, saygılı ve uygun bir dille gerçekleştirdim. Bugün halen bana ilk Kendo eğitimini veren, senelerce dojosunda çalıştığım kişi ve öğrencileri ile saygılı ve dostça bir iletişimim var.

Bugün Türkiye'de yaklaşık olarak 150 üzerinde aktif Kendocu mevcut.

Neredeyse 18, 19 yıldır Türkiye'de kendonun varlığını düşünürsek, bu sayının az oluşu biraz üzücü ve düşündürücü görünüyor.

15 yılı geçkin bir süredir Kendo hayatımın içinde ve bundan çok memnunum. Ancak, zaman içinde  başladığım günden bu tarihe yüzlerce insan kendo'ya başladı ve bıraktı. Bir çok kişi bougu aldı ve sonra bir dolaba koyup unuttu veya bir başkasına sattı.

Gözlemlediğim genel durum her zaman şu oldu ;
"Bu kulüpte kendo yapmazsam nereye gidebilirim? gidersem bana ne derler?"

Açıkçası uzun bir süre bir kulüpten ayrılabilmenin kibar bir yolunu yada geçerli bir sebebini net bir şekilde bulamadım.

Kulüp hocaları (ben de dahil), bir emek harcanmış öğrenciyi kaybetme korkusu içindeler.

Ama unuttuğumuz bir diğer noktada ise, emek harcayan sadece kulüp eğitmenleri değil ! Kendo içinde yer alan, dojoya ayak basan herkes çok ciddi bir efor harcıyor.

Uzun bir zamandır kendo yapıyor oluşum bazı teknikleri kolay veya rahat yaptığımı sergilese de , çok daha kısa süredir kendo yapan arkadaşlarım için aynı teknikler çok daha zor veya karmaşık olabiliyor.

Diyeceğim şu ki, "kendo" öğrenmek için gelen her bir kişiyi kulüp içinde tutmak için geçmişte ve halen söylenen bazı cümleler, öğrencilerin kendo yapmaları için teşvik değil de korkuya sebep oluyor.
Ve böylece öğrenci dojoya daha seyrek gelmeye, ardından da hiç gelmemeye başlıyor.
Kimisi "Kendo'yu bırakıyorum" diyor, bu cümlenin peşi sırada akıl edebildiği bahaneleri sıralayarak.

Burada isim vermeyeceğim ama onu tanıyanlar bu konudaki düşüncelerini çok net bir biçimde biliyor. Dostum der ki,
"Kendo'yu seviyorsan ama bulunduğun kulüp içinde huzursuzsan, keyifle kendo yapabileceğin yere git."



Peki tüm bu yazdıklarımın "Shu Ha Ri" ile ne ilgisi var.
Hemen açıklayayım.

"Shu Ha Ri" genel anlamda bir eğitim sistemidir. Kelime kelime açıklamak gerekirse;

Shu : Korumak

Ha : Zincirleri kırmak

Ri : Yaratmak için serbestlik


Shu ile eğitimimizin ilk aşaması anlatılır. Bilgiyi size veren ile bilgiyi alan kişi arasındaki sessiz ama temel bir anlaşmadır. Size verilen bilgiyi/tekniği kelime kelimesine veya tam gösterildiği şekliyle öğrenmeniz ve uygulamanız beklenir.

Diğer disiplinler için bu süreç nedir çok bilmiyorum, ama ben kendi kulübümde kendo'yu anlatırken bu süreç için en azından "3.Dan" seviyesine kadar bana sabretmelerini rica ediyorum. Bu seviyeye gelenler sonraki yıllar için izleyecekleri yol için daha olgun, daha bilinçli seçimler yapabilirler.

Ha, aslında bu aşama da öğrenci geçmişten aldığı bilgileri sorgular, üzerine gider ve izleyeceği bir sonraki yol için gerekli araştırmaya başlar.

Bugün ben bu aşamanın tam ortasındayım. Bir seçim yaptım, kendime uygun bir yol buldum ve bu yol üzerinden bana kendoyu öğretecek bir hoca seçtim. Şu anda hocamın öğrettiği şekilde kendo yapıyor ve davranıyorum.

Ri, "Yaratmak için serbestlik" bu üzerinde henüz düşünmediğim bir konu olduğu için kaba bir şekilde açıklamaya çalışacağım.
Konusunda uzman olduğunuz disiplinin üst noktasına vardığınız. Artık öğretmen ve öğrencisi ile arasındaki bağların çok daha üst bir bağlılıkla yürüdüğü ama bir o kadar da serbest oldukları bir noktadır.



İşte SHU HA Rİ, aslında bizlere uzun bir yolculuğun başları ile sonunun benzer bir şekilde her zaman devam edemeyeceğini öğretir.



Saygılarımla



2024 Edinburgh Kendo Seminar - Sakın Kaçırmayın !!!

Merhaba Arkadaşlar, Bilen veya araştıran arkadaşlarımızın severek takip ettiği çok keyifli bir kaç blog'tan biri olan '' Kenshi ...