Evde "Fumikomi" nasıl çalışılır ?

Merhaba Arkadaşlar,

Kendo ya başlamış her yeni ve çok hevesli arkadaşlarımızın sordukları sorulardan biri "Evde nasıl Kendo çalışırız?" veya "Evde nasıl çalışırsam daha çabuk ilerlerim?" şeklindeki bu iki sorudur.

Açıkçası ilk sorunun mantıklı bir açıklaması ve anlatımı var ama ikinci soru temel olarak zaten saçma bir soru cümlesidir.

Nedeni ise çok basit, "Bir ömrü bir güne sığdıramazsınız" !

Kendo , ömür boyu süren bir maceradır. Bazen düz bir yolda yürür gibi rahatça ilerlerken , bazen farklı farklı yönlere sapmanız gerekebilir.

Saptığınız yönlerin kimisi çıkmaz bir sokağa çıkarken, kimisi çok daha engebeli bir hal alabilir.

Bu yüzdendir ki, kulübünüzdeki eğitmenlerimiz bizlere bu yolculukların farklı aşamalarında rehberlik ederler.

Günümüzde rehberlik işinin büyük bölümünü internet üzerinden elde edebiliyoruz. Kimisi süper güzel ve doğru bilgiler içerse de, kimisi ise tam bir felaket boyutunda olmaktadır.

Bende uzun bir süredir bloğumda başta kendime , sonrasında ise siz değerli dostlarıma rehberlik etmeye çabalıyorum.

Şimdi gelelim "Evde nasıl Kendo çalışılır?" sorusunun cevabına !

Bana göre ilk ve en öncelikli konulardan biri adım çalışmalarına özen göstermektir. Bloğumun önceki yazılarını okuyanlar bu konudaki hassasiyetimi biliyorlardır.

"Suriashi" , "Ashisabaki" , "Ayumiashi" ve elbette ki "Fumikomi" gibi terimleri vakti gelince öğreneceksiniz  ve ne kadar önemli olduklarını da zaman içerisinde de anlayacaksınız.

Ben bugün ayak veya yürüyüş çalışmaları içerisinde en sıkıntılı ve zor görülenlerden biri olan "Fumikomi" çalışmasını anlatarak başlamak istiyorum.

........ çok üşendim doğrusu, isterseniz videomu izleyin daha kolay anlarsınız. :P

https://youtu.be/-iyb2jqAkCs

Önemli noktalar ;

* Ayaklarınız karşıya dönük ve birbirine paralel olmalıdır.

* Gözleriniz her adım attığınızda tam karşıya bakmalıdır. Bu sizin dik durmanıza yardımcı olacaktır.

*  Ellerinizi ilk aşamalarda belinize koymanızı tavsiye ederim. Sonraki aşamalarda adım atmadan önce ellerinizin avuçlarını önünüzde birleştirip başınızın üzerine doğru kaldırın ve adım atarken adımınızın hızına uygun şekilde karşıya uzanacak şekilde indirin. Bu işlemin püf noktası ise, sağ adımınız yere değdiği anda ellerinizde karşıya doğru uzanmış olacak şekilde aynı anda pozisyon almalıdır.

* Çalışmaya eğer ayaklarınız yan yana şekilde başlıyorsanız, adımınızı attığınızda da ayaklarınız yan yana gelebilir. Ancak ilerledikçe ve daha rahat adım attığınızı düşündüğünüzde sol ayağınızı sağ ayağın topuk hizasının arkasında kalacak şekilde durmasına dikkat ediniz.

İyi çalışmalar dilerim :) 

 

Yol nedir ? Nereye Çıkar ? offf...

 Merhabalar herkese,

Geçtiğimiz akşam hararetli bir konuşmanın ortasında kaldım. 

Kaçacak yerde yoktu ki kalkıp gideyim. İş yerinde Kendo konuşmak bazen çok eğlenceli, bazen çok bilgi içerikli olsa da, bazı zamanlar da ise içinden çıkılmaz noktalara kayabiliyor.

Bizim patron video çekeceği günün sabahı ofise geldiğinde biraz canı sıkkındı. Ne olduğunu merak ederek sorduğumda ise, here hafta videoları için soru sorulan mesajın altına bir arkadaş "Nito'yu neden sevmediğini sormuştu" ona ne şekilde cevap verirsem vereyim insanların hoşuna gitmeyecek dedi.

Bende güldüm açıkçası, çünkü benim yada başkasının ne düşündüğü çok umurumda değil doğrusu.

Bunu düşünürken bana dönüp sen ne düşünüyorsun dedi ... hahahahahaha 

***

Nito'ya ilk başladığım gün ne düşünüyorsam, bugünde hala aynı şekilde düşünüyorum. Bir şeyi yapıyorsam eğer, doğru şekilde yapmalıyım.

Bu demektir ki, Kihon ne şekilde uygulanıyorsa , aynı şekilde de maçlarımı yapabilmem gerekir. Kazanmak için eğilip bükülmeyi, bloklamayı, geri kaçmayı ve daha da kötüsü umulmadık bir arka vücut parçasından yeni teknikler geliştirmeyi kabul edemiyorum.

İnsanlar yeni yeni teknikler icat etmeyi seviyor, kaç yüzyıldır var olan teknikleri kendileri buldular sanıyorlar ... izlemesi de komik , takdir edilmesi üzücü.

Bana defalarca ya sordular yada önerdiler "Turnuvalara neden Nito olarak girmiyorsun?" yada "Nito yapsana turnuva da" ... SEBEP ?

İnsanların bilmediği bir şeyi onlara karşı kullanmak bana hiçbir şey katmaz. Turnuvaya girdiğimde derdim kendimi test etmek oluyor, ama bunu avantaja çevirmek isteseydim elime bir çok kez fırsat geçmişti. 

Nito olarak girseydim ne elde ederdim ? belki turnuvalarda derece alırdım. evimde bir kaç madalya olurdu o kadar. Beni ve yapmaya çalıştığım kendo'yu ileri taşımızdı.

Özellikle yeni yeni Nito'ya hevesli olan arkadaşlar özellikle şunu düşünüyorlar; Hem saldırabilirim hem de kendimi koruyabilirim. 

Eeee........ O kendo olmuyor. Bu sadece benim kişisel fikrim değil bu aynı zamanda bir çok yüksek seviyeli ve kendo'nun ne olduğunu anlayanların yorumu. Nito da, her kihon da bir mantık ve anlam var. En basit örnek, "Men" vuracağınız zaman tüm vücudunuz komple açıkta kalır. 

Ancak, Daito ile saldırı yaptığınızda , diğer bir yandan da Shoto ile kendi başını koruyorsanız, bu kihon değildir. Bu yeni icat oluyor. Kihon bittikten sonra kendinizi elbette koruyabilirsiniz ama kihonu değiştirmek bence çok yanlış bir seçim.

"Feda" edebilme kavramını anlamak gerekiyor ! Kaybetmeyi öğrenmeyi, neden çok fazla tekrar ve ter akıtmayı anlamak gerekiyor. Neden kaybettiğimizi bilmezsek ve çözüm bulamazsak ise, işte o dönemde de bir öğretmenin değerini anlıyoruz :)

Ben uzun bir süre dojoda Nito yaptım. Ama asla "Dan" sınavlarıma veya turnuvalara Nito olarak girmedim.

Bu da bizi başka bir noktayı sorgulamamıza neden oluyor. "Ben ne yapıyorum" !

Geleneksel bakış açısında Kendo bir çizgi üzerinde ilerlememizi önerir. Buna da "YOL" yani "DO" ile isimlendirilir.

Kendi yolumuz da elbette hayatın kendisi gibi cahillik dönemleri, acemilik, tecrübesizlik veya sonrasında olduğu gibi öğrenme dönemlerimiz ile birlikte doğruya yönelik bir geçiş başlar.

20 yılda bende her aşamayı yaşadım ve hala da yaşıyorum. Öğrenme dönemim çok güzel ilerliyor. Ama Kendo benim için her zaman bir "Bilim" olduğu için her aşamasını anlamak istedim. Nito ve Jodan bunun birer parçaları oldu. Ama sadece bununla da kalmadım. "Iaido" yaparak etkilerini hem olumlu hem de olumsuz olarak görmekte istedim. Farklılıklarını gördüğüm gibi ortak noktalarını da saygı duydum.

Ancak şimdi söyleyeceklerim iddialı veya saçma , bazıları için ise kaba gelebilir ama bu fikrimin sonuna kadar arkasındayım; Bir yoldan ayrılmayın arkadaşım. Ya "Chudan" ya "Jodan" yada "Nito" yap ama adam gibi yap.

Turnuvada "Nito", Dojo da "Jodan" ama Dan sınavına gelince "Chudan" yapmayın lütfen. 

İnsanlar başarısızlık korkusundan ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Turnuvalarda ya elenirsem veya Dan sınavından ya kalırsam. ... Daha çok çalış arkadaşım !

Bir hoca bulabilirsiniz kendinize, veya bir yol gösterici. 

"Ama ben Türkiye'de yaşıyorum, burada "Jodan" veya "Nito" için bir öğretmen yok ki amca" 

O zaman ya yapma yada kaldır popomu bunlardan artık hangisini yapmak istiyorsan onu yapan yüksek seviyeli birini bul da sana yardımcı olsun.

AMA !

Yukarıda dediğim şeyi hatırlatmakta fayda var diyorum. Bende cehaletim ile yanlışlar yaptım ve zaman içerisinde bazı yüksek seviyeli hocalardan edindiğim bilgiyi paylaşmak istiyorum.

Jodan No Kamae ; Japonya gibi bir memlekette Lise dönemindeki öğrencilere yapmaları için izin veriliyor. Öncesinde değil. Yani takribi olarak 15 yaşınıza geldiğinizde veya karşılığı neredeyse 2.Dan olduğunuzda dilerseniz yapabilirsiniz. 

Nito ; Japonya gibi bir yerde (Avrupa ve Amerika kıtalarında durum fazlasıyla karışık) "tercih" edilen veya "önerilen" seviye 4.Dan sınavınızı geçtikten sonrası için konuşuluyor. Bakın yaştan bahsetmiyorlar bile !

Bunun sebebini sorduğumda ise, "Zihinsel olgunluk ile birlikte kendo'nun temellerinin anlaşılmış" olmasını tercih ettiklerini dile getiriyorlar.

Neden bu kadar detaylı anlattım peki, konu yalnızca Türkiye değil, 3 yıldır UK de Kendo yaşıyorum ve bu süreç içerisinde kendo yapabildiğim zaman diliminde karşılaştığım insanları düşünerek yazıyorum.

Adam 2.Dan olmuş (bir şekilde olmuş walla), Nito'ya başlamış, saçma sapan şeyler yapıyor. Shoto ne işe yarar bilmiyor, bazen yelpaze gibi kullanıyor bazen anlamsızca Shoto ile vurmaya çabalıyor.

Bir çok kez durdurup, temel kihonları gösterdim, anlamadı ! Tek derdi bana yada arkadaşlarına vurup sayı almak. Diyorum ki "Birader bununla sayı olmuyor" suratıma bakıyor.

Bir başkası, Jodan yapıyor kendi kendine hobi olarak, sağ eli almış başını gidiyor bir yerlere, vuruyorum. "Bu elime neden vuruyorsun?" diyor, "Yaradan öyle emretti" diyeceğim anlamayacak, Kihon yapmıyorsun diyorum, elin vücuduna yapışık durmuyor dedik topluca "Sayı mı yani?" diyor.

Elbette sadece kötü örnekler yok etrafımda , 5.Dan sınavında Torino'lu bir Jodan arkadaşım oldu. Yaş olarak içimizde en küçük kişi kendisiydi, haliyle sınavda karşılaşamadık ancak sonrasında keiko yapma şansını elde etmiştim.

Arkadaşlar, adam çok ama çok düzgün kendo yapıyor. Kitapta ne şekilde yazıldıysa o şekilde tertemiz kendo yaptı. İzlemesi de kendo paylaşması da ayrı bir keyif oldu. Tanıştığıma da çok sevindim doğrusu.

Sınavında yaptığı Jodan o kadar güzeldi ki, izlerken gerçekten takdir ettim.

Yukarıdaki bölümlerden anlayacağınız üzere her şeyin başı sağl.... yok yok ... Kihon !

***

Netice de, bu yazının en başına dönünce  ;

Bunu düşünürken bana dönüp sen ne düşünüyorsun dedi ... hahahahahaha 

Bana göre mesele "Kendo yapmayı ne kadar istediğini bilmek gerekiyor" dedim. Bir şeyin başında olabilir ama henüz her şey oturmamıştır , yada gerçekten bir yol izlemek istiyordur ancak uygun bir yol gösterici bulamamıştır.

"Ama netice de zor bir soru ve şanslıyım ki, bu soruyu bana değil de sana sormuşlar." dedim ve güldüm.

Gene yırttım paçayı yani hahahahahahaa

Görüşmek üzere

    

' 

1st "Preston Ken Shin Kai" Open Godo Keiko Kai !

Merhaba Arkadaşlar,

Bu defa sizlere yepyeni bir deneyim ile karşınıza çıkıyorum ... :)

Geçmiş yıllar da benzer çalışmalar gayrı resmî bir şekilde yapıldı elbette ama duyurusu yapılıp bunun için özellikle organize edileni daha önce hiç olmadı.

"Preston Ken Shin Kai" kulübü böylesine güzel bir deneyimi bize yaşattığı için çok memnun oldum  :)

Elbette ki, fikrin arkasındaki isimlerden biri olmanın  getirdiği bir gurur da var :)

Fikrin arkasında arkasında yatan asıl düşünceyi kısaca açıklamak isterim, bakarsınız birileri bu fikri bir yerlerde de uygulamak ister ( umarım ).

Birleşik Krallık (UK) gibi bir ülkede Kendocu sayısı Türkiye ile kıyaslanınca bir hayli fazla ciddi anlamda, ve Türkiye'nin aksine 2 veya 3 şehir ile de sınırlı bir alana sahip değil doğal olarak.

UK'de here şehirde 1 veya daha fazla kulüp mevcut hatta bazı kasabalarda bile kulüpler görme lüksünüz bulunmaktadır. Ancak , bu durum kulağa ( yada göze ) hoş görünse bile , beraberinde bambaşka bir problemi de beraberinde getiriyor. 

Birbirlerinden uzakta olduklarından çoğu kulüp (her ne kadar her evde 1 yada 2 araba olsa da) sık sık görüşememektedir. Diğer bir yandan düşünürsek, UK içerisinde insanlar çok ciddi bir şekilde diğer kulüpleri sık sık gidiyorlar ama tabi bu durum bireysel bir düzeyde gerçekleşiyor. Herkesi tek bir günde bir arada görmek zor.

Özellikle Covid-19 adındaki virüsün yol açtığı pandemi döneminden sonra hayatımızdan 2 yıla yakın bir süre anlamsızca geçti gitti. Bu süre içerisinde ise, ya benim gibi formunuz bozuldu ya hevesiniz kaçtı yada hayatın anlamını başka konularda aramaya başladınız. Ancak, özellikle seviye süresini dikkatli bir şekilde takip edenlerimiz için süreç durmadı ve 2 yıl daha az pratik yapma imkanımız oluştu.

Biraz da bunun getirdiği sıkıntı ve panik duygusu ile çevredeki diğer Kendo yapan eş dost ve daha önce tanışma fırsatı bulamadığım kişileri bir araya getirip, hep beraber çalışabilmenin planını yaptık :)

Neticede ise, Londra dahil olmak üzere İskoçya gibi diğere ülke şehirlerinden gelenlerle değerli dostluklar kurma imkanı yakaladım.

Çalışmanın programı gayet basit tutuldu; Bir saat toplu bir kısa denecek bir sürede temel teknikler çalışıldı. Ardından ise on dakika ara verilip , yaklaşık iki saatlik bir serbest çalışmaya başlanıldı.

Bu süreç içerisinde hemen hemen herkes birbiri ile "Gikeiko" yapma fırsatını yakalamışken, bazıları gene birlikte salonun farklı bölümlerinde "Kata" dahi çalışabildiler.

Çalışma ortamında , Bir 6.Dan , dört 5.Dan, üç 4.Dan  olması benim açımdan çok faydalı oldu. Netice de uzun bir süredir böylesine yoğun kendo yapmamıştım. Ve eski günlerime geri dönebilmek için çok güzel bir fırsat oldu.

Önümde bir 6.Dan sınavı var, ve kesinlikle kolay yada basite alınacak bir sınav değil. Sürekli bir araştırma içerisindeyim. Okuyorum, izliyorum ve soruyorum. Andy bana bu konuda çok yardımcı oluyor. Her soruma itina ile ve sabırla cevap veriyor. Bazı güzel bilgileri bu etkinlikte deneme imkanım oldu. Sonuçların olumlu olarak dönmesi beni çok mutlu etti ancak hala anlamadığım büyük bir bölüm var. 

İnanıyorum ki zamanla bu diğer konuları da sabırla çözeceğim. Önümde iki buçuk yıllık bir hazırlanma süresi var, süreç kısa ama elimden geleni yapacağım. 

 

Saygılar 

Bilgiler Demeti

 Herkese İngiltere'den Selamlar,

"KendoStar International" şirketinde geçen ilk 1 aylık deneyimden sonra , dürüst olmalıyım ki, Kendo içerisinde yer alan bir çok konudan haberim bile yokmuş.

Ama bu durumdan çok utanmaya da gerek olamadığını öğrendim. Çok şükür ... lol

Öncelikle "Kendo" için ekipman sağlayan bir kurumda çalışmanın en büyük artısı çok ciddi bir şekilde malzemeleri anlamaya başlıyorsunuz. (Önceden hiç bir halt bilmiyormuşum cidden)

En basitinden kullandığımız "Shinai" ile ilgili olarak nereden geldiği hangi tür bambudan üretildiğini ve şekillerindeki farklıların sebeplerini anlamaya başladım.

Genelde Shinai konusunda çok seçici olmadım, elime geçen her türlü shinai yi her koşulda hoyratça kullandım. Ancak "Take" nin şekli dolayısıyla kimisinin sadece "Kirikashi" , kimisinin düzenli keiko, kimisinin de "Turnuvalar" için daha uygun şekilde üretildiğini öğrendim. (Gerçi Turnuva için üretilen özel shinai biliyordum ama , Kirikashi için de olacağını aklıma getirmemiştim) ... Her gün yeni bir bilgi :)

Ama asıl olay kesinlikle "Bougu" da gizli.

Andy Fisher, uzun soluklu iş hayatının bilgi birikimini kendi tasarladığı bougularla hayata geçirmiş.

Bu kadar kendo malzemesi sağlayan firmalar içerisinde dünyada sadece 2 firmanın sahibinin veya çalışanları içerisinde kendocu (KendoStar ve e-bogu) bulunmasının avantajı da bu olmalı.

Çünkü, son kullanıcı kendocu olunca haliyle ihtiyacı bilen ve konforu mantıklı bir şekilde kullanabilecek olanda kendo yapan bir şirket sahibi oluyor. Bu yüzden de özellikle Andy ve KendoStar firması "Kendo" yapan çalışanlar tercih etmektedir.

Bana bougular hakkında bilgilere verdiğinde ve özelliklerini ve neyi neden değiştirdiğini anlattığında hayran kaldığımı itiraf etmeliyim.

Bunca zaman içerisinde topu topu 5 bougum oldu. İlk bougum öylesine ağır ve katıydı ki, geriye dönüp baktığımda "Arkadaş ben ne eziyet çekmişim yahu ... hamallık etmişim" diyorum. Eski bougumun "Mendare"leri o kadar uzundu ki, sıraya geçince yanımdakine mutlaka çarpardı. Sonunda All Japan Kendo Federation mantıklı bir karar vermişte, güzel bir boyut ile sınırlandırmış.

Üzücü bir durum ama insanlar bougu alırken öyle mantıklı seçimler yapmıyorlar, ama ülkemiz için maalesef böyle bir bol seçenek imkanı bence yok. Netice TL ile kazanan bir ülkenin evlatları "ben illa kaliteli bougu alacam" deme lüksüne sahip değil.

Ama öte yandan bir çok kişi, bougu almadan önce cidden sorular soruyor ve ciddi anlamda araştırıyor.

Hatta Andy , bilgilendirme amaçlı çok güzel bir video hazırlamış. İlgilenenler için linkini buradan paylaşıyorum ;

"Ultimate Guide to Kendo Bougu"

Kısacası, malzemeler hakkında aklınıza takılan her hangi bir soru olursa www.KendoStar.com sitesine gölünüz rahat bir şekilde mail atabilirsiniz.

Yok ben Kendo hakkında soru sormak istiyorum diyorsanız da, Facebook üzerinden "The Kendo Sho - EARLY ACCESS" grubuna katılarak sorularınızı cuma gününden önce sorarsanız, cuma günü sorunuzun cevabını kolaylıkla alabilirsiniz.

Yakında tekrar görüşmek dileği ile

Saygılarımla  ;)

"KS"

 Merhaba Arkadaşlar,

İngiltere'deki hayatımın üzerinden 2 yıl 9 ay geçmiş durumda.

Bu süre içerisinde Kendo veya Iaido'ya dair çok büyük bir katkı sağlayamadığımı düşünüyorum. Netice de, hayatımızın içine eden bir COVID-19 belası ile tüm dünya insanları ile birlikte maruz kaldık. Ve koskoca bir neslin ömründen ciddi ciddi 1-2 yılı hayatımızdan çaldı.

Ancak, zaman ve sabırla geçen bu dönem sonunda sanırım önemli bir adım attığıma inanıyorum.

Hayatımda önemli bir kaç değişikliği yaşama şansını elde ediyorum.

İlki, kesinlikle ve kesinlikle en özel olanı elbette ki, eşim ve ben bir kaç ay sonra "anne" ve "baba" unvanlarını kazanacağız. 

ikincisi ise, belki oğlumuzun kısmeti ile birlikte gelen yeni bir iş imkanı oldu. 

20 yıla yakın bir süredir içerisinde bulunduğum Kendo dünyasına artık ekipman sağlayıcı porsiyonunda görev yapacağım.

UK'nin ve Avrupa'nın önemli ekipman tedarikçisi olan "KendoStar International" şirketinde Eylül ayı itibari ile görev almış olacağım.

Son derece kibar ve mütevazi olan şirketin ceo'su Andy Fisher ile çalışma fırsatını yakalayabildiğim için son derece mutluyum. 

Umut ediyorum ki, "KendoStar International" şirketine yakışır bir şekilde daha da büyüğümesin ve kalite standartlarını arttırmasına yardımcı olacağım.  

Böyle bir pozisyonda iş bulabilmeme ve geçmişte edindiğim bilgilere katkı sağladığınız için tüm dostlarıma teşekkür ederim.  :)

Yakında görüşmek dileği ile.

Saygılar dostlar

Yenilikler

 Merhaba arkadaşlar,

Geçtiğimiz Cumartesi günü Türkiye’yi temsil eden “Kendo derneği” genel kurul toplantısı 1 yıl geç olsa da gerçekleşti. 

Kimi takip edenler ve hala bir parça ilgisi olanlar genel kurul toplantısında yerini aldı. Benim gibi yurtdışında yaşamını sürdürenler ise maalesef uzaktan son güncel bilgileri dolaylı yollardan öğrenebildi. 

Açıkçası devreden yönetimi birazcık konuşmak isterim. 

Bana göre son dönemlerde gördüğüm başarılı ve yapıcı bir yönetim kurulu olduklarını düşünüyorum. 

Dengeli olmaya bir hayli yakın bir yönetim kuruluydu. 

Balkan şampiyonluğunu bence çok başarılı bir şekilde organize edebilmeleri son derece etkiliydi. Önemli bir şekilde derneğin imajını olumlu etkiledi. Çünkü, bugün dahi bir çok kendo, İaido veya jodo yapan sporcular derneğin varlığından haberdar değiller.

Elbette ki önceki diğer yönetim kurulları gibi hataları oldu. Ama bana göre önemli olan nokta, camia içerisinde yer alan her bir bireyin bir şekilde yönetime destek olmasıdır.

Peki yeni gelen yönetim ne düşünüyor?

Neden böyle zor bir süreçte bu göreve soyundular?

Ve daha da önemlisi (kesinlikle en önemlisi) görev süreçleri içerisinde kendo, İaido ve jodo için hedefleri ne olacaktır?

Bana ve benim gibi düşünen diğer arkadaşların aklındaki en önemli soru kesinlikle bu olmalı !

Ne kendimi ne de benimle birlikte bir çok önemli etkinliğe imza atmış insanları övmek için yazmıyorum ancak, bugün biz hala “Türkiye deki son 5 yıl içerisindeki katılımcı sayısının düşüşüne ve bunun yerine nasıl daha fazla insanı aramıza katabiliriz.” diye konuşuyoruz 

Anlayacağınız üzere hala konuştuğumuza göre bir cevap bulamamışız. (Maalesef üzücü)

Umarım yeni yönetim kurulu yukarıda dile getirdiğim sorulara mantıklı ve yapıcı cevaplar bularak bir sonuca ulaşabilirler. 

Şimdiden yeni yönetime başarılar dilerim. Elimizden bir yardım gerekirse de destek olmak adına burada olduğumuzu hatırlatırım. 

Siz değerli okuyucularım da aynı şekilde destek olabilirlerse çok sevinirim  

Saygılarımla

Normalleşme Süreci

Merhaba Arkadaşlar,

Hepinizin bildiği üzere son bir yıl içinde “Covid-19” ismi ile hayatımıza aniden giren hastalık nedeniyle her şey tepetaklak oldu.

Bir çoğumuzun “rutin hayattan sıkıldım” , “hayatımda yeni bir heyecan arıyorum” gibi birbirine benzer sebeplerle çeşitli hobi, spor ve alternatif değişikliklerden hemen sonrasında, böylesi global bir “salgın” ile tüm dünyanın ortak bir hastalığa ve sonuçlarına katlanması çok üzücü oldu.

Bu bloğu takip eden ve benim gibi kendo veya Iaido yapan bir çok kader yoldaşım da elbette ki bu salgından nasibimizi aldık.  Üzücü :/

Ancak mesele bana göre salgının başlangıcı veya ne kadar uzun süreceği değil. Mesele, salgının türevinden kaynaklı olarak bununla nasıl yaşayabileceğimizi öğrenmek ve (eğer isterseniz) gene salgın öncesindeki gibi kendo veya İaido’ya devam edebilmek olacaktır.

Birleşik Krallık ’ta üyeler her hafta bilgilendiriliyor. Son alınan kararlar ve olası planları üyelerle paylaşıyorlar. Bu konuda da oldukça hassaslar. British Kendo Association' ın yaptığı son duyuru, Kendo - Iaido - Jodo için dosyaların hazırlandığını ve hükümet yetkililerine sunulduğu bilgisi verildi.

Ülkede normalleşme ile ilgili 4 aşamalı sürecin ilk adımı atıldı. Her şey yolunda gider ve vaka sayılarında artış olmazsa eğer Haziran ortasında ülke genelinde tamamen normalleşme tamamlanmış olacaktır.

Bununla birlikte, en son bilgilendirme içerisinde “maske“ ve “plastik siperlik” beraber kullanılacaktır, diye bir bilgi geçildi. Nefes darlığı çekmez veya farklı noktalarımızdan da nefes almayı öğrenebilirsek sorun yok sanki.

Diğer bazı Avrupa ülkelerinden de haberler almaya çabalıyorum ancak en son duyum aldığım ülke Belçika oldu. Birlikte çalışmama koşulu ile dojo da çalışmalara izin verilmiş.

Bu açıdan baktığınızda en avantajlı disiplin Iaido gibi görünüyor. Netice de diğer çalışma arkadaşınızla aranızda önemli bir mesafe olmasında sakınca olmaması memnunluk verici.

Aklımdan çıkmayan diğer bir konu ise ülkemizdeki kendo ve İaido’nun bu süreçten ne kadar etkileneceği oluyor. Korkunç büyüklükteki kendo-Iaido-Jodo yapan sporcu sayımız bir şekilde yarıya düşerse gerçekten çok üzülürüm.

Düşünürseniz (zorlamayın fazla) ... Salgından önceki koşullarımız ve aktif sporcu sayısındaki inanılmaz düşüşten sonra , salgın ve beraberinde getireceği zorluklardan elimizdeki bir kaç sporcuyu da kaybedebiliriz gibi görünüyor.

Türkiye'deki Kendo ve Iaido'nun geleceğini işte bu süreçteki kararlılığımız gösterecektir diye düşünüyorum.

Ancak, umarım kültürümüz gereği her şey de olduğu gibi bu konuda da aceleci ve düşüncesiz davranışlar sergilemeyiz. Sporu bırakan isimleri duyunca zaten yeterince üzülüyordum, bunun üzerine hastalıktan daha fena haberler alırsam gerçekten çok ama çok üzülürüm.

Her şeyin güzel ve huzurlu olması dileği ile.

Kendinize iyi bakın.