16 Mart 2014 Pazar

11 Yılda bitti

Merhaba Arkadaşlar,

11. yılım da doldu. ... bundan bi 11 yıl sonra bu yazıyı okuduğumda ne hissedeceğimi merak ettim şimdi.











Diğer bir yandan bugün benim aynı zamanda "Doğum Günüm"  :)  

... Doğum Günüm Kutlu Olsun.



Sağlık ve Esenlikler Dilerim.






8 Mart 2014 Cumartesi

Aurélia Destobbeleer Blanchard

Merhaba  Arkadaşlar,

Bu yazı da sizlere "Aurélia Destobbeleer Blanchard"den bahsetmek istiyorum.

Neden ? .. neden olmasın  :)

Kendisi ile sadece 4 gün önce (20.02.2014) tanışma fırsatı buldum. Ve gerçekten kendisini tanımaktan çok mutlu oldum.

Şimdi bu tanışmanın öncesini ve sonrasını sizlere aktarmak istiyorum.



Bir gün iki güzel bayan bana "Aurélia Sensei"den bahsettiler. Bir arkadaşlarının önerisi üzerine kendisi ile iletişime geçmişler. Uzunca bir sohbet ve biraz birbirlerini tanıdıktan sonra kendisini İstanbul'da bir bayan semineri yönetmesi için davet etmişler. Kendisi de bu daveti memnuniyetle kabul etmiş.Tarihler netleşince ilk fırsatta kendisine bir uçak bileti alındı.

Ben bu etkinliğe uçak bileti sırasında biraz dahil oldum sanırım.

Kendisi seminer için 21-22-23 Şubat tarihlerini seçmişti. Ancak imkan olursa 1 veya 2 gün öncesinde gelip güzelim İstanbul'u dolaşmak istedi. Böylesini bir rica elbetteki geri çevirilemezdi.  :)

Tarihimiz netleşmiş, hocamızın bileti alınmış, salonlarımız az çok belli ancak kalacak yeri konusunda minik bir sorun yaşanacak gibiydi. İşte tam bu noktada devreye ben girdim !

Evim yalnız yaşayan biri için fazlasıyla büyük, haliyle arkadaşlarımın zor durumda kalmalarını da istemediğimden organizasyon ekibine dışarıdan yedek oyuncu olarak giriverdim.

Seminer ilk etapta sadece bayanlara için planlanmıştı. Ancak maddi gereklilikler bunu çok mümkün kılamadı. Kendisi ile yapılan küçük bir fikir alışverişi ile toplamda 3 günlük olan bayan çalışmasının ilk iki günü karma çalışmaya döndürüldü. Açıkcası üzüldüm diyemem. Neticede 21 yıllık bir Kendo geçmişi olan, sayısız kupa ve madalya sahibi, ayrıca Avrupa'daki en genç 6.Dan seviyesindeki bir kaç kişiden biri olması da değerine daha çok değer katıyor.

Haliyle kendisi ile çalışabilme fırsatını yakalayabilmek gerçekten de büyük bir mutluluk kaynağı oldu benim için.



Aurélia Sensei'nin geliş tarihi yaklaştıkça bizi bir heyecan kapladı. Ancak kaderin bir oyunu mudur bilinmez, Çarşamba günü gelmesi gereken uçak İstanbul'da çok nadir görülen ama cidden nadir görülen yoğun sis nedeni ile ancak ve ancak ertesi gün  inebildi.  :/

İstanbul'un en bilenen yerlerini görmek istediğini belirtmişti kendisi, ayrıca meşhur Türk yemeklerinden de tatmak istiyordu. Yol yorgunu olduğu için kendisini biran evvel eve götürüp dinlenmesi ve yemek yiyebilmesi için evime götürdük. Her Türk kadının ( tamam çoğu Türk kadının ) çok severek yediği "Mantı"yı soframızda servis ettik. Neticesi de , "Mantı'yı çok beğendim" oldu.  :)

Biraz da dinlendikten sonra kendisi ile hafif bir yürüyüşe çıktık. Gezdik, sohbet ettik bol bol. Ardından da benim en favori mekanlarımdan biri olan "Çamlıca Tepesi"ne çıkıp, İstanbul'a ışıkları yanarken bakalım istedik.

Ertesi sabah ise, genelinde Türk yemeklerini deneyip görmek istediğinden, kendisine gene en basitinden bir kahvaltı sofrası kurduk. Merve arkadaşımız kendisine "Pişi" yaptı, ben de "Sucuklu Yumurta" yaptım. Ezgi arkadaşımızda hocaya yardım edip hepsini yedi sonunda. Şaka bir yana ( keşke şaka olsa , bir görseydiniz katliamı keşke ) bol reçelli , peynirli güzel bir sofra kuruluydu.

Keyifli bir kahvaltıdan sonra ufaktan evden çıkıp, Eski İstanbul yerleşkesi olan tarihi bölgeye ziyaret için yola çıktık. Kadıköy'den Eminönü'ne motora bindik, böylelikle güzelim boğazı motor ile geçme keyfini yaşayabilir ve bol bol fotoğraf çekebilirdi.



Sırasıyla Topkapı Sarayı'na, ardından Sultanahmet Cami'sine gittik. Oradan usulca Kapalı Çarşı'ya ( Grand Bazaar - İngilizce de yazayım ki kaliteli dursun biraz ) sonrasında ise Mısır Çarşısına girdik. Sanırım Mısır Çarşısındaki baharatların kokusu ve renkleri kendisini çok etkiledi. Neticede bir torba dolusu baharat ile çıktığımızı düşünürseniz bu sonucu çıkarmam gayet doğal. :)

Mısır Çarşısı'na kadar gitmişken Meşhur Kuru Kahveci Mehmet Efendi'ye uğramamak olmazdı. Nefis Türk Kahvesinden alıp yanında cezve almamız son derece başarılı bir hamle olmuştu. Zira kendisi Türk Kahvesini cidden çok beğenmiş, benim evimde de kahve içmediğimden cezve olmadığından , aldığımız cezve ile kendisine dilediği zaman kahve yapabilme şansımız olmuştu.

Kendisi ile ilk çalışmamızı yapabilmek için Kadıköy'den Küçükyalı da bulunan Boğaziçi Kendo Kulübü'ne doğru yavaşça yol aldık.

 
Çalışmamıza koşarak başladık, ardından en sağlamından suburilerle devam ettik. Ne kadar hile yapsam da suburileri tam anlamı ile beceremediğime üzüldüm.  :(
Genel olarak yönetmiş olduğu dersi incelemek gerekirse, tamamen pratik ve akılcı yöntemleri uygulama çabası göz önünde tuttuğu anlaşılıyor.

Çalışmanın sonunda kendisi ile çalışamadığım için çok üzüldüğümü itiraf ediyorum. Gerçekten de hayal kırıklığına uğramıştım.

Antrenman sonrasında Bostancı'daki "Çınarlatı" restruantına gitmeye karar verdik. Türk yemeklerini ve çeşitlerini denemek istediğini bildiğimizden ve Japonya'da geçirmiş oldu 4 yılı da düşününce bu mekanın seçimi onu memnun edeceğine çok emin olduk. Ve ne kadar haklı olduğumuzu gittiğimizde gözlerimizle de hemen şahit olduk.  :D



Cumartesi günümüz sabah güzel bir kahvaltı ile başladı.

İstanbul'da görmeyi arzu ettiği bir kaç noktaya neşeli bir gezi yaptıktan sonra akşam çalışması için tekrar Boğaziçi Kendo Kulübü'nün yolunu tuttuk.

Bir önceki güne nazaran bu sefer daha az kendocunun katılması beni açıkçası üzdü. Ülkemizdeki en yüksek kendocunun seviyesinin henüz 5.Dan olduğunu düşünürsek, ve sadece 1 tane oluşunu da hesaba katarsanız. Böylesine yetenekli ve genç bir 6.Dan hocanın gelişini insanların kaçırmamasını beklerdim.

Elbetteki bu durum herhalde en çok o gün derse katılanların işine yaradı. Netice de neredeyse özel bir ders havasında çalıştık. Her birimizle tek tek ilgilenmiş olması gerçekten mutluluk vericiydi.

Pazar günü .... ( Bayanlar Çalışması ) !!!

Bayanlar çalışmasını, İ.T.Ü maslak kampüsündeki merkez spor salonunda yapılması planlandı. Erkenden kalkıp hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra, hocamızı İ.T.Ü'ye doğru götürmek için yola çıktık.

İlk iki güne kıyasla elbetteki katılımcı sayısı daha az olacaktı. Netice de Türkiye'de Kendo yapan yada ilgilenen kadın sayısı bir hayli az. Bu çalışma birazda bu az olan sayıyı kalıcı kılmak, gelecekte aramıza katılacak diğer sporculara örnek ve güçlü kadın kendocularla karşılamak için organize edildi.

Yaklaşık 6 saatlik gerçekten yoğun bir çalışmanın sonunda çalışmaya katılan arkadaşların yüzlerinde yorgunluk ile birlikte keyifli bir tebessüm vardı. Çalışmaya katılmaktan son derece memnun ve böylesi bir çalışmayı çıkarabilmiş olmaktan da gururluydular.



Neşeli geçen 4 günün ardından hocamızın dönüş günü maalesef gelmişti. Havaalanına doğru ilerlerken, aklımızdan "gene şu sis çökse de 1 gün daha kalabilse" geçiyordu. Umutlar, umutlar, umutlar işte  :/

Kısacası , bu küçük organizasyonda gerçekten pırlanta gibi bir insanı tanımış olmaktan, kendisi ile kendo çalışabilmekten dolayı organizasyonu gerçekleştiren Sayın Merve Giray ve Sayın Ezgi Şan'a buradan Teşekkür Etmek isterim.

Umarım tekrar benzer bir organizasyonu bizlere yaşatabilirler.


Görüşmek üzere  :)


2024 Edinburgh Kendo Seminar - Sakın Kaçırmayın !!!

Merhaba Arkadaşlar, Bilen veya araştıran arkadaşlarımızın severek takip ettiği çok keyifli bir kaç blog'tan biri olan '' Kenshi ...